Ulusal Pakt
Lübnan'da konfesyonist anlaşma / From Wikipedia, the free encyclopedia
Ulusal Pakt (Arapça: الميثاق الوطني), Şii, Sünni ve Maruni liderler arasındaki müzakereler sonucunda çok dinli bir devlet olarak Lübnan'ın temelini atan yazılı olmayan bir anlaşmadır. Ulusal Pakt, 1943 yazında dönemin cumhurbaşkanı Bişara Huri ve başbakan Riyad es-Sulh tarafından oluşturuldu. Temelde siyasi elitlerin çıkarları etrafında şekillenen paktta Maruni elit Lübnan'ın Hristiyan nüfusunun sesi olurken Sünni elit Müslüman nüfusun sesi oldu.[1] Anlaşma aynı zamanda Lübnan'ın Fransa'dan bağımsızlığını da tesis etti.
Anlaşmanın kilit noktaları şunları öngörmektedir:
- Maruni Hristiyanlar Batı'nın müdahalesini istemez ve Lübnan'ın Arap özellikleri taşıdığını kabul ederler.
- Müslümanlar, Suriye ile birleşme arzularından vazgeçerler.
- Cumhurbaşkanı ve Lübnan Silahlı Kuvvetleri komutanı her zaman Maruni bir Katolik'tir.
- Başbakan her zaman Sünni bir Müslüman'dır.
- Meclis başkanı her zaman Şii bir Müslüman'dır.
- Meclis başkan yardımcısı ve Başbakan yardımcısı her zaman Rum Ortodoks bir Hristiyan'dır.
- Silahlı Kuvvetler Genelkurmay başkanı her zaman bir Dürzi'dir.
- Lübnan Parlamentosunda Hristiyanların Müslümanlara (ve Dürzilere) oranı her zaman 6:5'tir.[2]
1932 nüfus sayımındaki %51'lik Hristiyan çoğunluk, Hristiyanlara cumhurbaşkanlığını, silahlı kuvvetlerin komutasını ve parlamento çoğunluğunu veren bir hükûmet yapısının temelini oluşturdu. Bununla birlikte, daha geniş bir eğilimi takip ederek, genellikle daha yoksul olan Müslüman nüfus, daha zengin olan Hristiyanlardan daha hızlı artmıştır.[kaynak belirtilmeli] Buna ek olarak, Hristiyanlar çok sayıda göç ederek ellerindeki tek marjinal nüfus avantajını daha da erozyona uğrattı ve kısa süre içinde Hristiyanların orantısız bir güce sahip olduğu anlaşıldı. Yeni bir nüfus sayımı yapılmadan yıllar geçtikçe, hükûmet yapısından duyulan memnuniyetsizlik ve mezhepsel ayrılıklar arttı ve sonunda Lübnan İç Savaşı'na yol açtı.[10] 1989'daki Taif Anlaşması Parlamentonun oranını 1:1 olarak değiştirdi ve Maruni cumhurbaşkanının gücünü azalttı. Ayrıca Parlamentonun, dini cemaatleri temsil eden bir Senato ve mezhepsel olmayan bir temelde seçilen bir Temsilciler Meclisi ile iki meclisli hale gelmesini öngördü. Bu iki kamaralı Parlamento kurulduktan sonra, Senatonun mevcut Parlamentoya benzer şekilde 1:1 Hristiyan-Müslüman oranına sahip olacağı[11] ve Senato başkanının Ulusal Pakt'ın emirlerine uygun olarak Dürzi olması gerekeceği düşünülmektedir.[12]