Tube Alloys
From Wikipedia, the free encyclopedia
Tube Alloys, İkinci Dünya Savaşı sırasında nükleer silahlar geliştirmek üzere Kanada'nın da katılımıyla Birleşik Krallık tarafından yetkilendirilen bir araştırma ve geliştirme programıydı. Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Manhattan Projesi'nden önce, Britanya'nın bu projesi gizli tutuldu ve bu nedenle de hükûmetin üst düzey yöneticileri arasında bile kodlarla anılması gerekiyordu.
Savaşın başlarında nükleer silah olasılığı resmi olarak dikkate alınmaya başlandı. Birmingham Üniversitesi'nde Rudolf Peierls ve Otto Robert Frisch, 1940 yılında küçük bir saf uranyum-235 kütlesinin binlerce ton TNT gücüne sahip bir bombada zincirleme reaksiyon üretmek için kullanılabileceğini açıklayan bir muhtıra yazdılar. Bu, nükleer silah geliştirmek için topyekûn çaba gösterilmesi çağrısında bulunan MAUD Komitesi'nin kurulmasına yol açtı. Projeyi denetleyen Wallace Akers, yanıltıcı olması için "Tube Alloys (Tüp Alaşımları)" kod adını seçti. Tube Alloys (Tüp Alaşımları) Müdürlüğü, Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Dairesi'nin bir parçasıydı.
Britanya ve Kanada'daki Tube Alloys programı, ilk nükleer silah projesiydi. Yüksek maliyetler ve İngiltere'nin düşmanlarının bombalama menzilleri içerisinde bir savaş yürüttüğü gerçeği nedeniyle, Tube Alloys, sonunda ABD ile yapılan Quebec Anlaşması ile iki ülkenin nükleer silah teknolojisini paylaşmayı kabul ettiği Manhattan Projesi'ne dahil edildi. Bu anlaşmanın sonucunda da birbirlerine veya karşılıklı rıza olmadan diğer ülkelere karşı kullanmaktan kaçınmak konusunda da anlaşmış oldular. Ancak Amerika Birleşik Devletleri, Manhattan Projesi'nin sonuçlarının tüm ayrıntılarını Birleşik Krallık'a sunmadı. Sovyetler Birliği ise hem İngiliz hem de Amerikan projelerine sızan atom casusları aracılığıyla değerli bilgiler elde etti.
Amerika Birleşik Devletleri, savaşın sona ermesinin ardından 1946 Atom Enerjisi Yasası uyarınca işbirliğini sonlandırdı. Bu, Birleşik Krallık'ı kendi projesi olan Yüksek Patlayıcı Araştırması'nı yeniden başlatmaya itti. Üretim tesisleri kuruldu ve İngiliz bilim insanları, bağımsız bir İngiliz programının himayesinde çalışmalarına devam ettiler. 1952'de İngiltere, "Kasırga Operasyonu" kod adı altında bir nükleer silah denemesi gerçekleştirdi ve bununla nükleer silaha sahip üçüncü devlet oldu. 1958'de, Sputnik krizinin ve Britanya'nın iki aşamalı termonükleer bomba gösterisinin ardından, Birleşik Krallık ve ABD , ABD-İngiltere Karşılıklı Savunma Anlaşması'nı imzaladılar. Bu anlaşma Britanya'nın nükleer özel ilişkilerinin Birleşik Devletler ile yeniden başlamasıyla sonuçlandı.